22 Haziran 2010 Salı

sadece söylemek istedim...

karanlıktan bahsedip durmak nasıl bir duygu bilemiyorum,kalemi elime her alışımda bir şeylerin eksik olduğunu farketmeye başladım.yazamıyorum,her şey çok düzgün,ihtiyacım olan şey belkide bir seyhat...evet gitmeliyim bu kentten ama kısa bir süreliğine çünkü henüz denize anlatacaklarım bitmedi...ama bu seferlik toprağa anlatmayı deniyeceğim ona da anlatıcak masallarım var...
toprağa,yıllardır ağlayan topraklara anlatıcam masallarımı Alice'in harikaları diyarı kadar güzel olmuyacak çünkü kendimiz kandırmayalım o kadar harika bir durumda değiliz...ama umut dolu masallar olucak belki güneşte şarkılarıyla bize eşlik eder. evet bu sefer toprağa anlatıcam, güzel çocuklara... denize uzanmayan topraklara okyanusun ruhunu götürücem.derin ve huzur dolu ruhu...asında okyanusun masalına benziyo toprağın masalı,için de bütünleşmiş bir dünya barındırken bir o kadar da yalnızlığı içeriyor.kendi şarkısıda var okyanusun ki gibi ama toprağın ki acı bir haykırış,gözyaşlarıyla söyleniyor...ama benim masalım toprağa umudu anlatıcak,güzel günleri,bir kızın güzel hayallerini anlatıcak.ve belkide toprakta bize katılır,şarkılarımızı beraber söyleriz.

11 Haziran 2010 Cuma

Kibele'yle sohbet

zamanla hissedersin yokluğumu demişti güneş.Haklıymışsın güneş,küçük bir çocuk gibi anlıyamamıştım ölümün ne olduğunu,sanki birazdan elbisenle çıkıp gelip seslenecekmişsin gibi bekledim...son birkez sarılıp,öpememenin,yılların yükünü taşyan ellerindeki kırışıklarla oynayamamanın acısını hissediyorum Kibele.

kapanan bir kapıyla anladım ki Kibele yoksun artık,çocukluğumun anıları içinde boğulmuş odalar boşalmıştı.Etrafta derin bir sessizlik...birgün çocuklarıma,çocukluğumu anlatırken Kibele onlara büyük nenelerinden bahsediceğim ve diyeceğim ki onlara Koca Bir Çınardı Neneniz...

1 Haziran 2010 Salı

Kirli oyunlar ve piyonlar...

Ortada kirli oyunlar ve oynatılan piyonlar...Ölümler üzerinden yapılan kirli siyaset...Neden bu kadar körüz,neden piyon olmayı içimize sindiriyoruz...Bu içimizdeki savaşçı,vahşi ruhta neyin nesi...Neden barış kelimesinden bu kadar korkuyoruz? Sokaklar "kahrolsun İsrail,Kahrolsun İsrail siyoniz mi " sloganlarıyla dolmuş,eline bayrak alan kendini yollara atıyor...Üstüne birde Hitlerin yaptığı vahşeti masum gösterme propagandalarına alet oluyorlar."Keşke hepsini yok etseymiş" vb. söylemlerle.

Filistin'e özgürlük,bütün dünya haklalarına özgürlük,insanlığa özgürlük ama kirli bir oyuna alet olarak değil! Bunun sonu nereye varıcak sanıyosunuz? Birilerinin masumiyet oyununa mı inanıyorsunuz? Bile bile ölüme gönderildi insanlar,madem bu kadar karşısın yaptıklarına o halde hala o adamlarla niye aynı masadasın?

Herkes kendi tarihini unutmuş,herkes kendi sorunlarını unutturmak için dikkati başka yerlere çekmeye çalışıyor.Küçücük çocukları taş attıkları için mahkemelerde yargılayıp,yaşlarından büyük cezalar veren kimdi aceba? Filistin'de ki çocuklardan farkları ne bu çocukların?Kendi topraklarında ikinci sınıf vatandaş olarak görülen bir halk var unutturulmak istenen bu mu?Kendi insanlarını mağaralar kapatıp,üzerlerine bombaları yağdıran kimdi? Maraşta ki katliamın hesabını hala vermediniz. Unutturulmak istenen bunlar mı?

Evet bunların hiç biri İsrail'i Filistinlilere yaptıklarından dolayı haklı çıkaramaz ama eğer bir yerde barışı istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız,birilerinden "hesabını sorucaz" diyorsan önce sen hesap vermelisin...
Bırakın piyon olmayı evet Barış İstiyoruz, Dünya Halklarının Kardeşliğini ama bunu kimsenin kurduğu oyunlar üzerinden yapmamız gerekmiyor!